16 Mayıs 2010 Pazar

91. YILIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ ...


Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919 tarihinde bir ulusun kaderini ve tarihin akışını değiştiren savaşımı başlattığında, 38 yaşındaydı. 29 Ekim 1923 tarihinde çürümüş ve çökmüş bir imparatorluğun sömürgeye dönüşmüş topraklarında, emperyalistlere karşı bağımsızlık savaşını kazanarak, tam bağımsız çağdaş bir cumhuriyet kurduğunda, 42 yaşındaydı. Hiç kimsenin hayal bile edemediği o eşsiz devrimleri yaparken, 50’li yaşlardaydı. Yaptıklarının hepsini ulusu için ve 15 yıl gibi çok kısa bir sürede gerçekleştirdi. Yaşama veda ederken ise 57 yaşındaydı. Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusal kurtuluş savaşını başlatmasının üzerinden 91 yıl geçti. 15 yılda gerçekleştirdiği eserlerini ölümünden sonra, 72 yıldır içeriden ve dışarıdan yıkmaya çalışıyorlar. Ancak yıkamıyorlar ve hiçbir zaman da yıkamayacaklar. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti emanet ettiği gençleri, devrimlere sahip çıkmanın bilinciyle eserlerini her zaman koruyacaktır.
Türkiye’yi yöneten siyasi iktidarlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra özellikle çok partili düzenle birlikte Kemalist ilke ve devrimlerden ödün vermiştir. Günümüz iktidarı tarafından cumhuriyet sorgulanmaktan çıkarılmış, artık yargılanmaya başlamıştır.

Ülkeyi yöneten siyasi iktidar, kendi ülkesinin ordusunu düşman olarak görmektedir, yargısının verdiği kararlara tepkilidir ve hangi koşulda olursa olsun her istediğini yapmak için uğraşmaktadır. Bunun anlamı, ülkede sivil darbe yapıldığının kanıtıdır. Sivil darbe, hukuk dışı yasalar çıkartılarak, tüm devlet kurumlarını ele geçirmek için sistemli bir şekilde kadrolaşmak ve kendilerine karşı olanları bir şekilde yargılayıp, susturmaktır.

Silivri’de hayali suçlamalarla yargılanan ulusalcı ve Kemalist aydınlar, aylardır onur mücadelesi vermektedirler. Yargının verdiği kararlardan hoşlanmayanlar; “bu karar siyasidir” diyerek, açıkça kışkırtıcılık yapmaktadırlar. Silahlı kuvvetlerin üzerine gidilerek, pasif duruma düşürülmüş, etkisizleştirilmiştir.

Siyasi iktidarın, kendi hazırladığı ve TBMM’de kabul ettiği anayasa değişikliği ile yargı, doğrudan siyasi iktidara bağımlı duruma getirilecektir. Bu durumda kuvvetler ayrılığından, kuvvetler birliğine geçiş sağlanacaktır ve bağımsız yargı son bularak, yerine siyasi iktidarın denetiminde bir yargı sistemi getirilecektir.

Laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla kesinleşen siyasi iktidarın yaptığı Anayasa değişikliğinin amacı, ülkemizde rejim değişikliği yapmaktır. Çünkü bu değişiklikler, ülkemizin temel sorunları olan ekonomik kriz, işsizlik, yoksulluk, açlık, terör, irtica gibi konular yerine, yüksek yargıyı kendilerine bağımlı hale getirmek için yapılmıştır. Ancak önümüzde Anayasa Mahkemesi süreci ve halk oylaması süreci bulunmaktadır; bu süreçler ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir. Bu süreçler sonunda siyasi iktidarın diktaya varan kararlarına dur denilmeli ve böylelikle önümüzdeki seçimlerde, aydınlığa doğru yol almamız sağlanmalıdır.

91 yıl önce bugünlerde 19 Mayıs, bağımsızlığı yok edilmek istenen bir ulusun kurtuluş savaşına başlangıcını müjdeliyordu. Vatanın kurtulması için örgütlenerek, güç birliği yapan Anadolu insanının bağımsızlık mücadelesini müjdeliyordu. 91 yıl sonra Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı ve 19 Mayıs’ı, bugünkü siyasal ortamla birlikte düşünmek istedim… Emperyalizmin yıllardan beri görünen ve bilinen oyunlarıyla parçalanmak istenen ülkemizi, bir araya gelemeyen aynı görüşü savunan, ulusalcı ama örgütsüz insanlarla birlikte düşünmek istedim…

Günümüzde yaşanan tüm “gaflet ve dalalet ve hatta hıyanete” karşın, Mustafa Kemal Atatürk’ün aydınlık yolunda daima ileriye doğru gideceğimiz ışıltılı günlerin özlemiyle, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başlangıcı olan, 19 Mayıs’ın 91. yılı kutlu olsun…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder