16 Şubat 2010 Salı


“Babalar gibi satarım” lafıyla tarihe geçen Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, 2007’nin Mayıs ayında “TMSF tarafından yapılan işlemler ve Ulaştırma Bakanlığının İstanbul, Ankara ve Antalya havaalanlarının yap-işlet-devret sözleşmeleri dahil edildiğinde, hükümetimiz döneminde gerçekleştirilen özelleştirme 40 milyar dolara ulaşmaktadır” açıklamasında bulunmuş, aralarında TÜPRAŞ, ERDEMİR, Türk Telekom gibi global ölçekte büyük kamu kuruluşlarının özelleştirilmesinin tamamlandığını hatırlatmıştı!
Tayyip Erdoğan da “40 milyar dolarlık özelleştirme yaptık” sözünü, bir başarı göstergesi olarak kullanmıştı.
Yerli yatırımcıların alımlarını çıkarırsak,
7 yıl içinde yabancıların özelleştirmeye yatırdıkları para ile Türkiye’de kazanıp yurt dışına çıkardıkları para aynı miktarda.
Bu durumda özelleştirme ne anlama
geliyor?
Yabancılar, yedi yıl içinde 34 milyar dolar yatırdı, Türkiye’nin bütün stratejik kuruluşlarının tapusunu üzerine aldı. Verdikleri parayı yedi yıl içinde kazandılar. Yedi yılın sonunda, Türkiye’nin elinde hiçbir stratejik kuruluş kalmadığı gibi bu şirketlerin kârları da yurt dışına aktı.
İşte Tayyip Erdoğan hükümetlerinin en büyük eseri budur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder